AİLEDE CİNSELLİĞİN KONUŞULMASI
- yusufucbas
- 3 Kas 2021
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Kas 2021
Ebeveynler, çocuğun ilk yaşam kılavuzlarıdır. Çocuk, aile dışından
edindiği tüm kazanımları aileden aldığı verilere göre düzenleme
eğilimindedir. Bu yüzden aile, her konuda olduğu gibi, cinsellik
konusunda da çocuğun algılayabileceği düzeyde çocuğa en doğru
bilgiyi vermekle yükümlüdür.
Çocuğa gereğinden fazla bilgi vermek çocukta travmalara yol
açabileceği gibi, çocuğu hafife almak da çocukta yetersizlik,
gereksizlik gibi olumsuz duyguların oluşmasına sebep olabilir. Çocuk, aynı soruyu her yaşta sorabilir, sorgulayabilir. Eskiden aldığı
cevapları unutmaz. Her dönemde aldığı cevapları eşleştirir. Bu
durum cinsellik konusunda da böyledir. Bu yüzden çocuğa verilecek
cevaplar, ileride ikili mesajlar almasına sebep olmayacak cevaplar
olmalıdır. Çocuğun seviyesine uygun davranmak, çocuğa yalan
söylemek demek değildir. Ailenin bu konuyla ilgili görevlerinden biri
de, çocuğun hangi gelişim evresinde olduğunu iyi takip etmek,
çocuğun bu dönemlerde kendiyle ilgili hangi bilgilere sahip
olduğunu bilmek, çocuğun aslında neyi sormuş olabileceğini iyi
idrak etmek ve buna en uygun cevabı vermektir.
Toplumsal önyargılar, eğitim durumu, psikolojik durum, sosyo-
ekonomik durum gibi birçok değişkene bağlı olarak, aileler cinselliği
konuşma konusunda çekingen kalabilirler. Bu durumda ailenin
mutlaka profesyonel bir uzmandan yardım alması gereklidir.
Çocuk için öğrenmenin belli bir yeri ve zamanı yoktur. Çocuk her an,
her yerde yeni bilgiler edinir. Öğrenebileceği hiçbir bilgiyi es
geçmez. 3 Çocuğun, cinselliği utanılası, ayıp veya yasak olarak
algılaması ile cinselliğinden utanmadan kendini kabul etmesi,
yalnızca alacağı bu cevaplara bağlıdır.
Çocuk, ailesini "her şeyi bilen" olarak görür ve belli bir yaşa kadar bu
güveni duymalıdır. Bu yüzden aile, cinsellikle ilgili konuşurken rahat
olmalıdır. Çocuğun ileride sorunsuz bir cinsel hayatının olması için
en gerekli şart, aileden, kendi yaşına uygun ve net cevaplar almış
olmasıdır.
Ailede cinsel bilgiyi veren kişi, genelde çocuğun hemcinsi
ebeveynidir; fakat bu durum, kesinlikle olması gereken durum
değildir. Hangi ebeveyn cinselliği konuşurken kendisini daha rahat
hissediyorsa, çocukla o konuşmalıdır. Burada çocuğa öğretilmek
istenen şey gruplaşmak değil, yalnızca en sağlıklı, en güvenilir cinsel
bilgilerdir. Çocuğun cinsel kimliğinin oluşması, cinsel bilgileri yaşına uygun
olarak en açık şekilde edinmesine bağlıdır. 2-3 yaşından itibaren
çocuk, kadın-erkek farklılıklarını, bu dünyaya nasıl geldiğini ve anne-
babaların neden aynı yatakta uyuduğunu merak ederler. Bu durum,
kafalarındaki sorulara tatmin edici yanıtlar alana kadar devam eder.
Bu yüzden çocuğun, farklı yaşlarında alacağı her cevap, bir önceki
aldığı cevabın bir sonraki basamağı, aynı zamanda da bir önceki
cevabıyla tutarlı olmalıdır.
Toplumda yaygınlaşmış olduğu gibi, cinsel eğitim, bir seferde
konuşulup halledilecek bir konu değildir. Çocuk, edindiği her yeni
bilgiden sonra, elindekileri yeniden tartacak, eski verilerin getirdiği
yeni soruları yeniden anlamlandırmaya çalışacaktır.
Her insanın cinsel deneyimleri kendine özgüdür. Bu yüzden ebeveyn,
kendi cinselliği ile ilgili nasıl bir deneyime sahip olursa olsun, çocuğa
vereceği bilgiler nesnel olmalıdır. Çocuk, cinsellikle ilgili negatif
duygularla doldurulmamalıdır. Cinselliğin insana kendini iyi
hissettiren, üretmeye yarayan yönleri vurgulanmalıdır. Bu durumda
ailenin en büyük korkusu, çocuğun cinsel yaşamla erken yaşta
tanışmasıdır fakat bu duruma sebebiyet veren, ailenin konuşmaktan
kaçınan, baskıcı tutumudur.
Çocuk, ailesinden alamadığı her cevap için internetten, başka bir
büyükten veya güvenilirliği tartışılan ortamlardan cevap arayışına
girecektir. Konunun konuşulabiliyor olması, cinsellikle ilgili merakın
doyurulması anlamına geldiğinden, cinselliğin tanınmayan tarafı
sadece cinsel temas olacaktır. Bunu merak ettiğini, yaşamak
istediğini dile getirebilen bir çocuğa cinselliğin en uygun zamanını
anlatabilmek, elbette cinsel yaşamıyla ilgili bilgileri yanlış yerlerden
edinmiş çocuğa anlatmaktan çok daha kolay olacaktır.
Cinsellik yalnızca seks anlamına gelmez. Cinselliğin altında birçok
düşünce, birçok duygu, birçok yaşayış ve birçok durum vardır.
Çocuğun cinselliğini yaşayışı, ailesinden aldığı cinsel kültürle, cinsel
bakış açısıyla birebir bağlantılıdır. Çocuğa verilen cinsel bilgiler
yalnızca seksüel faaliyetlerden oluşan bilgilerle sınırlı kalmamalıdır. Çocuğun artık birey olmaya ilk kez adım attığı dönem, ergenlik
dönemidir. Aynı zamanda ergenlik, çocuğun mecazi ikinci
doğumudur. Ergenlik başlangıcına kadar vücudunu, cinsiyetini,
cinselliğini kabul etmiş olan çocuk, art arda ve bir sürü değişim
yaşayacaktır. Bu dönem öncesindeki her çocuğa ergenlikle ilgili bir
ön bilgi vermek, 4 çocuğun ergenlik dönemine geçtiğinde duyacağı
kaygıyı oldukça hafifletecektir. Hormonel değişimler, vücuttaki
gelişimler çocuğa tek tek anlatıldığında çocuğun kendine zarar
verebilecek davranışlardan kaçınması sağlanır.
Ergenlik, en çok hata yapılan dönemdir, fakat hatanın da
konuşulabildiği bir ortam, sonraki hataların önüne geçilmesini
sağlayabilir. Ebeveynin hatalara yaklaşımı da, ergenin ileriki cinsel
yaşamında kullanacağı kılavuzlardan biridir. Beden, ergenlikte bireyin en büyük düşmanı haline dönüşebilir. Bu
bakış açısına sebep olan durum ise bedenin hijyeninin korunması,
sivilceler, uygunsuz yerlerde boşalmalar, uygunsuz yerlerde adet
görmeler gibi durumlardır. Ergene bunlarla nasıl başa çıkabileceği
anlatılmalıdır. Cinsel eğitim, bedensel cinsel değişikliklerle sınırlı bir konu değildir.
Cinsel rollerin toplumdaki yeri, cinsiyetlerin eşitliği gibi konular
cinsel eğitimde fiziksel konular kadar önemlidir. Erkek cinselliğinin
daha önemliymiş gibi anlatılması, buna yapılan vurgular, kız
çocuklarının büyüdüklerinde kadın rolünü benimseyememelerine,
kendilerine uyum sağlayamamalarına ve kendilerini daha zor kabul
etmelerine veya kendilerini kabul edememelerine yol açabilir.
Her iki cinsiyetin de eşit derecede önemli olduğunu anlatmak,
ailenin en büyük toplumsal görevlerindendir.
Aile, her zaman tam donanımlı bir cinsel terapist olmak zorunda
değildir. Çocuğun ihtiyacı olan şey, yalnızca yalın, dürüst ve samimi
bilgidir. Aile, çocuğun cinsel gelişimini kendi egosunun üstünde
tutmalıdır. Çocuğun hiçbir sorusu cevapsız kalmamalıdır. Ailenin
yeterli bilgisi yoksa veya bilgiyi çocuğa aktarmada sıkıntı
yaşayacaksa, en uygun anlatım yolu için bir uzmana başvurmalıdır.
Böyle durumlarda çocuğa "bunu sana anlatmanın uygun bir yolunu
bulunca anlatacağım" demek ve sonrasında anlatmak, çocuğa güven
verir. Bu durumda aile hiçbir şey kaybetmiş olmaz.
Çocuklarının cinsel gelişimi sürecinde aile de kendi cinsel bakış
açısıyla yüzleşir. Konuşmaktan kaçındığı konularla karşılaşır. Bu
durum, ailenin de kendini gözden geçirmesi gerektiği bir durumdur.
Çocuklar için en büyük mükâfat pekiştirilmektir. Çocuklar
pekiştirilmiş davranışı sürdürme eğilimindedir. Bu yüzden çocuk,
hangi yaş grubunda olursa olsun, soru sorduğu zaman gülmeyle,
alayla karşılaşmamalıdır. Yalnızca, küçük çocuklara, cinsellikle ilgili
konuşmaların toplum içinde olmayacağı, yalnızken konuşulabileceği
öğretilmelidir. Çocuk soru sorarken kendini güvende
hissedebilmelidir. Çocuklar büyüyüp gelişirken, en merak ettikleri konuların başında
cinsellik gelir. Bu yüzden bununla ilgili çokça soru sormaları çok
normaldir. Ebeveynin görevi, sorular ne kadar çok olursa olsun
sorulara en doğru yanıtları verirken bir yandan da sabırlı olmaktır.
Ebeveynin çekindiğini, utandığını gözleyen çocuk ısrarcı olabileceği
gibi, tam tersi de olabilir. Çocuğun cinsellikle ilgili hiç soru
sormaması anormal bir durumdur. Çocuğun cinselliğe bakışını
gözlemek için ev içinde oynadığı oyunları izlemek iyi bir fırsattır.
Ailenin, cinselliğin toplumsal yapısını, cinsel yaşamın
sorumluluklarını ve cinselliğin kültürünü en doğru, ahlaki ve insani
şekilde öğretmesi gerekmektedir. Aksi takdirde cinsel sorularına tam
yanıt alamamış çocuk, internetten veya pornografik yayınlardan
cevap bulmaya çalışacaktır. Çocukların cinsel eğitimi konuşabilmesi,
aileden alabilmesi, kendi bedenine ve başkalarının bedenine saygı
duymasını sağlayacaktır. Cinsel dürtülerini, isteklerini ve faaliyetlerini
düzenlemelerine, kontrol altına alabilmelerine yardımcı olacaktır.

Comments