top of page

EVLİLİKTE YAŞANAN CİNSEL PROBLEMLER

Güncelleme tarihi: 10 Kas 2021


Cinsellik kavramı, içinde birçok karmaşık duygu ve düşünce ifadesini,

toplumsal rol ve kimlik inşasıyla ilgili inanış ve seçimleri, biyolojik

anlamda güdüleri, fiziksel ve ruhsal sağlığı etkileyen birçok faktörü

barındıran bireysel ya da ilişkisel bir eylem olarak tanımlanabilir.

Psikolojik olarak bir başkasına yakınlık duyma, kendini ona açma,

güvenme, koruma, kişisel farklılıkları keşfetme ve tanıma, sevme ve

ilgilenmenin ya da öfkesini dile getirme, aşağılama, sahip olma ve

reddetmenin bir yolu olarak kullanılabildiği gibi, sosyolojik ve

evrimsel olarak türün devamlılığını sağlama, üreme, kültürün

aktarımı, nesillerin devamı gibi bir işleve sahiptir. Biyolojik olarak

cinsellik temel bir güdüdür, tüm bedenin ve zihnin sağlıklı

olabilmesi için gerekli bir eylemdir.

Eşler arasında herhangi bir alanda yaşanan ya da çiftin ortak olarak

başına gelen bir gobal stresin varlığı cinsel yaşamlarını paralel olarak

etkileyeceği gibi, cinsel yaşamda herhangi bir işlev bozukluğu ve

problemin de ilişki ve hayatın diğer alanlarını doğrudan etkileyeceği

öngörülmektedir. Dolayısıyla tedavi arayışı olan çiftlerin nerede sorun

yaşadıklarını belirlemek, kişileri engelleyen faktörleri ortadan

kaldırabilmek için büyük önem taşımaktadır. Terapistin bilgi,

deneyim ve ayırıcı tanılara hâkimiyeti çiftin kaderini belirleyebilir. Cinsellik son derece mahrem ve konuşulması güç bir alan

olduğundan neyin ‘normal’ olduğunu saptamak hem bilim insanları

hem de toplum için zordur. Araştırması zahmetli olan bu alanda

yaşanan sorunların bir sınıflandırma sistemine tabi olduğu,

çözümüne yönelik geliştirilen tedavi yöntemleri ve tedavi için

uzmanlaşmış cinsel terapistlerin olduğu zamanla daha iyi

bilinmektedir. Fakat bugüne kadar cinsel işlev bozuklukları

nedeniyle boşanma yoluna giden çiftlerin sayısı hiç de az değildir.

Evliliklerde cinsel sorunlara sıkça rastlanmaktadır. Dünyanın farklı

bölgelerinde yapılan çok sayıda araştırmanın değerlendirilmesi,

yaklaşık her üç kişiden birinin cinsel yaşamının herhangi bir

döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını

göstermektedir.

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nin (CETAD) 2006 yılında

yaptığı kapsamlı bir araştırmaya göre, ülkemizde aktif cinsel yaşamı

olan bireyler arasında Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı alanlarından en

az birinde, yaşamlarının herhangi bir döneminde, en az bir kez veya

birden çok sorun yaşadığını belirtenlerin oranı %32’dir.


Comments


Yazı: Blog2_Post

Yusuf ÜÇBAŞ

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

MEŞRUTİYET CADDESİ KONUR SOKAK 24/14 ÇANKAYA/ANKARA

+905516384897

+903124251323

  • Google Places
  • YouTube
  • Instagram
  • Instagram
bottom of page